John Verdon...Yılan Avı
Yeni tanıdığım bir yazar..
Genel olarak baktığımda betimlemelere çok fazla yer veren bir kalem diyebilirim.
Konusuna gelecek olursak;
Eski tenis oyuncusu ve yenı uyuşturucu satıcısı Ziko Slade, bir suçlu olan Lenny Lerman'ı vahşice öldürmekten yirmi yıl hüküm yer.(vahşice derken ; kafası ve on el parmağı kesik bir cesetten bahsediyoruz).Arkadaşının ricası üzerine davayı tekrar gözden geçirmek isteyen Dave Gurney(emekli bir dedektif) görünürden daha katmanlı bir cinayet ile karşı karşıya olduğunu görür.
Kitabın ilk sayfalarında bilmem nedendir, çok kitabın içine giremedim. Belki de dedektifimizin yaşadığı evi bu kadar ayrıntılı bir betimleme ile anlatılması ilk etapta beni sıktı sanırım.Sonra sonra evi görmeye başladım ve içinde adeta Gurney ile dolaştım. Madeleine; başka bir karakter olarak hikayede yer alıyor. Dedektif Gurney'in eşi. Doğa ile bütünleşmeyi seven sanatçı ruhlu bir kadın.Kısa zaman önce bir katilin hedefi olan evlerinde huzuru tekrardan bulmaya çalışan bir çift aslında dışardan bakıldığında
Emma; dedektifin eski bir arkadaşı aynı zamanda zor zamanlarında da Madeleine'yi yalnız bırakmayan sadık bir dost.Zaten hikaye de Emma'nın danışanı olan Ziko Slade'ın davasına bir göz gezdirmesini istemesi ile başlıyor.Kanıtlar çok güçlü ve kesin gibi gözükse de Gurney; bu dava için istemese de eşinin de yönlendirmesi ile dosyalara ve verilere bakmaya başlıyor.
Sanığı hapiste ziyaret ediyor, şahit tutanaklarını okuyor , olayı yürüten dedektif ile görüşüyor ve savunmanın oldukça basiretsiz kaldığı kanısına varıyor. Gitgide onu içine alan davada adım adım ilerlemeyi ve sanki kendi soruşturmayı yürütüyormuşcasına iyice davaya dahil oluyor.
Bir çok olasılık dışı gibi görünen kedi - fare oyunu ortasında kalan Gurney; cinayet baş şüphelisi olarak da görülüyor. Artık başlayan bu naçizane soruşturma tam anlamı ile bir avcı-katil hesaplaşmasına dönmüşken; güvendiği insanların sayısında azalma oluyor. Kendini soyutlamaya çalıştığı her hareketinde daha da olayın içine batan dedektifimiz ; esasında ona çok saçma gene bir reality şova çıkarak olayların seyrini değiştiriyor. Ve en sonunda yine her noktayı kendi birleştirip olayı çözüyor.
Kitabın adına gelicek olursak; Yılan Avı... psikopat katilimizin lakabı bir yılan olup kendisi de evinin alt katında bir çok çeşitli yılan beslediği içindir.
En başta da dediğim gibi çok fazla betimleme var ve bazen sizi sıkabiliyor.Onun dışında hikaye çok farklı karakterlerle işlediği için bölünebiliyor ve arada kopmalar yaşayabiliyorsunuz.
Benden bu kitap için bu kadar.................
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder