Bir Günaydının Ardında Gizlenenler
Sabahın ilk ışıkları odanın perdelerinden içeri süzülürken, bir "günaydın" yankılanır odada. Sözler basit, gündelik; ama ardında saklanan duygular, bir dağ kadar derin ve karmaşık. Kim bilir, belki de bu tek kelime bir sevdanın başlangıcı, bir vedanın habercisi ya da içten bir özlemin fısıltısıdır.
Her günaydın, içinde söylenmeyenleri taşır. Belki o kelimenin ardında gece boyu uykusuz kalmış bir kalbin derin sızıları gizlidir. Göz kapaklarının altında dolaşan o tatlı gülümseme, bir başkasına duyulan hasreti örtmeye çalışır belki. Yorgun bir ruh, sabahın o ilk "günaydın"ında biraz olsun huzur bulur, sanki bütün karanlıkları geride bırakmak istermiş gibi.
Bazen günaydın, bir umut taşır. Karşındakiyle paylaştığın her yeni gün, belki de yeni bir başlangıçtır. Geçmişin ağırlığını ardında bırakıp, temiz bir sayfa açmanın anahtarıdır. Oysa çoğu zaman fark etmeyiz bu kadar büyük anlamları. Günaydın der geçeriz, sıradanlaşmış bir ritüel gibi gelir bize. Ama o kelimenin ardında ne hikayeler saklıdır, kimse bilmez.
Ve bazen… o kelimenin ardında derin bir yalnızlık vardır. O sabah da her zamanki gibi başlar, ama içinde bir boşluk yankılanır. O "günaydın" artık birine ulaşmıyordur; bir zamanlar var olan ama şimdi yitip gitmiş bir varlığın gölgesidir sadece. O boşluk, günün geri kalanında da peşinden gelir, her adımda sessizce yankılanır.
Her "günaydın", kalbimizin derinliklerinden gelen bir selamdır aslında. Dışarıda basit, ama içeride fırtınalar koparır. Bir gülüşün ardında gizlenen gözyaşları gibi…
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder