Harvard Üniversitesi'nde simgebilim profesörü olan Robert Langdon, eski öğrencisi ve yakın arkadaşı Edmond Kirsch tarafından Bilbao’daki Guggenheim Müzesine davet edilir. Kirsch, büyük bir teknoloji dehası, fütürist bir düşünür ve dini dogmalara karşı sert tutumuyla bilinen bir isimdir. Sunumun amacı, iki temel soruya bilimsel bir cevap sunmaktır:
-
Nereden geldik?
-
Nereye gidiyoruz?
Ancak Kirsch, sunumunu tamamlayamadan bir suikaste kurban gider. Bu olay, hem katilin kimliğini hem de Kirsch’in sunmak üzere olduğu keşfi gizemli bir hale getirir.
Langdon, müze müdürü ve İspanya veliaht prensi ile nişanlı olan Ambra Vidal ile birlikte Kirsch’in keşfini ortaya çıkarmak için tehlikeli bir maceraya atılır. Bu süreçte Winston adlı son derece gelişmiş bir yapay zekâdan da yardım alırlar.
Yolculukları boyunca, onları engellemek isteyen dini gruplar, kraliyet ailesinin sırları ve yapay zekânın sınırlarını zorlayan etik problemlerle yüzleşirler. Kirsch’in keşfi sonunda açığa çıktığında, bu buluşun bilimsel olarak sağlam temellere dayandığı ve dinlerin temel varsayımlarını sorgulatacak nitelikte olduğu anlaşılır.
Dan Brown bu kitapta, her zamanki gibi tarih, din, bilim ve sanatı bir araya getiriyor. Ancak Başlangıç, diğer Langdon romanlarına kıyasla farklı bir tonda ilerliyor. Aksiyonun dozu biraz daha düşük, fakat düşünsel derinliği daha fazla.
Roman, özellikle bilim ile din arasındaki gerilimi, teknolojik gelişmelerin insanlık üzerindeki etkisini, yapay zekânın geleceği ve insanlığın anlam arayışı gibi konuları işliyor. Edmond Kirsch’in karakteri, aslında gerçek dünyada Elon Musk, Stephen Hawking ve Ray Kurzweil gibi düşünürlerin bir karışımı gibi.
Langdon’un entelektüel analizleri, Brown’un bilgi birikimiyle birleşince, okura sadece bir macera değil, aynı zamanda felsefi bir sorgulama da sunuyor. Yapay zekâ karakteri Winston ise kitabın en ilginç unsurlarından biri ve gelecekte insan-makine ilişkilerinin nereye evrilebileceği konusunda zihin açıcı ipuçları veriyor.
Eleştirmenlerin bir kısmı romanı fazla didaktik ve yavaş tempolu bulsa da, özellikle felsefi ve bilimsel konulara ilgi duyanlar için doyurucu bir okuma sunuyor.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder