18 Eylül 2024 Çarşamba


Kendi sorumluluklarını almak, insanın ruhuna işleyen derin bir kabulleniştir aslında. Bu dünyada var olmanın, yüreğine yüklenen sevinçlerin, acıların, başarıların ve hataların tümünün farkına varmaktır. Her insanın hayat yolculuğu farklıdır; fakat o yolda atılan her adım, yapılan her tercih kişinin kendi hikâyesine kazınır.

Hayat, bazen sert ve yorucu olabilir. Yüklerimiz ağır, yollarımız engebeli olduğunda, sorumluluklarımızdan kaçmak bir an için hafiflik sağlayacakmış gibi görünür. Ancak, aslolan kaçmak değil, bu yüklerin altına cesaretle girebilmektir. Çünkü kaçış, yalnızca geçici bir huzur sunar; sorumluluklarını kabul etmek ise kalıcı bir güç verir insana.

Kendi sorumluluklarını almak, kendinle dürüst bir yüzleşmedir aynı zamanda. Yanlışlarınla, doğrularınla, eksiklerinle barışmaktır. Bu, bir başkasını suçlamadan, şikâyet etmeden, yaşamın getirdiklerini sahiplenmektir. Bu kabullenme, derin bir özgürlük taşır içinde. Çünkü gerçek özgürlük, sorumluluğun bilincinde olmakla gelir. Kendi yükünü omuzladığında, o yük seni daha da güçlü kılar.

Hayatın her anında, aldığın nefesin bile bir sorumluluğu vardır. Kendi kararlarının ardında durduğunda, hatalarından öğrendiğinde ve bu yolda yürümeye devam ettiğinde, o zaman gerçekten kendin olursun. Yalnızca bir anı yaşamaktan çok, kendi hayatının anlamını yaratmak işte bu cesaretle mümkündür. Ve bu cesaret, ruhunda yankılanan bir huzurun, kalbinde filizlenen bir sevincin ta kendisidir.

 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder