13 Eylül 2024 Cuma

 Neyi tutsak elimizde kalıyor artık. Değer verdiğimiz, bizi biz yapan ne varsa, parmaklarımızın arasından kayıp gidiyor. Sevgi, güven, vicdan... Bir zamanlar içimizde güçlü olan bu duygular, şimdi cüzdanın içine sığdırılacak kadar küçüldü. İnsanların kalplerinde yankılanan vicdanın yerini, ceplerinde cılız bir hışırtıyla dönen paranın sesi aldı.

Vicdanı cüzdana endekslediğimiz gün, insanlık adına en büyük kaybımızı yaşadık. Bir zamanlar başkalarının acılarını paylaşırken, yardıma koşarken, şimdi önce maliyetini hesaplar olduk. Yardım ederken bile ne kazanacağımızı düşünür hale geldik. Merhamet gösterirken bile bir karşılık bekliyoruz artık; çünkü vicdan, çıkarın esiri oldu. Artık "ne kadar" sorusu her şeyin ölçütü. Bir hayat kurtarmanın değeri nedir? Bir tebessümün bedeli ne kadardır? İnsanın onuru, bir fiyat etiketiyle tartılmaya başlandığında, insanlık kaybolur.

Vicdanın cüzdana bağlandığı bu yeni dünya düzeninde, ahlaki değerler yerle bir oldu. Yalnızca kendimize, cebimize, menfaatlerimize yönelik bir yaşam inşa ettik. Dostluklar çıkar ilişkisine, yardımlar yatırım fırsatına dönüştü. Yoksullara bakarken vicdanımızı değil, maliyet hesaplarımızı çıkarır olduk. Gözlerimizi kapatıp başımızı öne eğmek yerine, hangi şekilde en az kayıpla geçiştiririz diye düşünür hale geldik. Oysa vicdan dediğimiz şey, kaybetmeyi göze almayı gerektirir. İnsan olmanın, başkalarının acısını hissedebilmenin bir bedeli vardır; ama bu bedel parayla ölçülemez.

Bugün neyi tutsak elimizde kalıyor çünkü değer verdiklerimizi, değer ölçütümüzü değiştirdik. Paranın hükmettiği bir dünyada, vicdanın sesi sustu. Yardımseverlik bir reklam aracına dönüştü, cömertlik bir gösteriş malzemesi oldu. Vicdan artık bir tercihten ibaret; oysa bir zamanlar vicdan, insan olmanın ayrılmaz bir parçasıydı.

Belki de yeniden hatırlamalıyız: Cüzdanımızı dolduran şeyler geçici, ama vicdanımızla verdiğimiz kararlar kalıcıdır. Maddi kazançlar bizi kısa süreli olarak tatmin edebilir, ama vicdanla yapılan iyilikler, insanı gerçek anlamda zenginleştirir. Vicdanı cüzdana endekslediğimiz gün, insan olmanın en derin anlamını kaybettik. Şimdi ise elimizde kalan sadece bir boşluk... ve belki de yeniden dolması için vicdanımızı hatırlama zamanı.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder