Yağmur Sonrası, beni duygusal olarak etkileyen, sade ama güçlü bir hikâyeye sahipti. Sarah Jio’nun anlatımı yumuşak, sanki eski bir melodiyi dinler gibi… Hikâyeyi bir aşk romanından fazlası yapan şey; zamanın değiştirici gücü, anıların tortusu ve geçmişle yüzleşme cesareti. Anne’in içsel çatışmaları, okuyucu olarak benim de kendi hayatımdaki “keşke”lerle yüzleşmeme neden oldu. Özellikle "Bir kalp kaç kez sevebilir?" ve "Hayat bizi seçmediğimiz yollara sürüklediğinde pişmanlıklar kaçınılmaz mı olur?" gibi soruları zihnime kazıdı.
Bazı yerlerde temponun düştüğünü hissettim ama bu, atmosferi sindirmek için aslında güzel bir duraklama gibi geldi. Ayrıca Sarah Jio’nun mekan betimlemeleri — özellikle Bora Bora’daki o gizli bungalov — zihnimde sinematik görüntüler oluşturdu.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder