6 Mayıs 2025 Salı


Yağmur Sonrası, geçmişin gölgesinde kalan bir aşkın, yıllar sonra ortaya çıkan bir mektupla yeniden canlanmasını konu alıyor. Romanın merkezinde, 1942 yılında Bora Bora Adası'nda hemşirelik yapan genç Anne var. Nişanlı, saygın bir aile kızı olmasına rağmen, kalbinin sesini dinleyerek Westry adında bir askerle gizli bir aşka yelken açıyor. Aralarındaki bağ derin, dürüst ve kırılgan. Fakat savaşın acımasız koşulları, yaşanan bir trajedi ve hayattaki zor seçimler, onları ayırıyor. Yıllar sonra gelen bir mektup, Anne’in geçmişle yüzleşmesine ve içindeki “acaba”ları yanıtlamaya yöneltiyor.

Yağmur Sonrası, beni duygusal olarak etkileyen, sade ama güçlü bir hikâyeye sahipti. Sarah Jio’nun anlatımı yumuşak, sanki eski bir melodiyi dinler gibi… Hikâyeyi bir aşk romanından fazlası yapan şey; zamanın değiştirici gücü, anıların tortusu ve geçmişle yüzleşme cesareti. Anne’in içsel çatışmaları, okuyucu olarak benim de kendi hayatımdaki “keşke”lerle yüzleşmeme neden oldu. Özellikle "Bir kalp kaç kez sevebilir?" ve "Hayat bizi seçmediğimiz yollara sürüklediğinde pişmanlıklar kaçınılmaz mı olur?" gibi soruları zihnime kazıdı.

Bazı yerlerde temponun düştüğünü hissettim ama bu, atmosferi sindirmek için aslında güzel bir duraklama gibi geldi. Ayrıca Sarah Jio’nun mekan betimlemeleri — özellikle Bora Bora’daki o gizli bungalov — zihnimde sinematik görüntüler oluşturdu.


 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder