2 Ağustos 2025 Cumartesi


Eve Bourton’un Aşk ve Diğer Şeyler romanı, aşkın, kayıpların ve yeniden başlamaların iç içe geçtiği duygusal bir yolculuk sunar. Hikâye, Paris’in zarif ama duygusal anlamda yalıtılmış atmosferinde geçer. Genç ve güçlü bir kadın olan Corinne Marchand, babasının ani ölümüyle birlikte, aile şirketinin başına geçmek zorunda kalır. Bu durum onu sadece iş dünyasının sert gerçeklikleriyle değil, aynı zamanda geçmişin acılarıyla da yüzleşmeye zorlar. Corinne, uzun süreli sevgilisi Philippe tarafından terk edildikten sonra aşka olan inancını neredeyse tamamen kaybetmiştir. Hayatına artık yalnız devam etmeyi seçmiş, güçlü ama içten içe yorgun bir kadın haline gelmiştir.

Ancak karşısına Miles Corsley adında gizemli ve etkileyici bir bankacı çıkar. Başlangıçta bu tanışma Corinne’in iç dünyasında hiçbir etki yaratmaz; hatta o, Miles’ın ilgisine karşı kayıtsız ve mesafeli kalır. Ancak zamanla, onun güven veren sabrı ve derin duygusallığı, Corinne’in kalbinde yıllardır kilitli duran duyguları yavaşça uyandırmaya başlar.

Bu esnada Corinne’in kardeşi Yolande’in hayatı da farklı bir eksende ilerlemektedir. Yolande, yıllardır sevdiği Yves’ten koparak kendini Hollywood’un parıltılı ama yüzeysel dünyasında bulan ünlü oyuncu Patrick Dubuisson’un peşinden gitmeye karar verir. Yolculuğu heyecanla başlasa da, duygusal olarak hızla dengesizleşir. Yolande, gerçek aşk ile ihtirasın arasındaki farkı keşfedecek; hayal kırıklığının, şöhretin büyüsünü nasıl darmadağın edebileceğini kendi deneyimiyle anlayacaktır.

Roman boyunca iki kız kardeşin yaşamları paralel bir ritimde ilerler; biri geçmişin ağırlığıyla yüzleşirken diğeri geleceğe körlemesine koşar. Her ikisinin de yolları, aşkın sadece bir his değil, aynı zamanda bir karar, bir cesaret meselesi olduğunu gösterecektir. Hikâye, nihayetinde içten bir kabullenişle ve kendi kalbini affetmenin, başkasını sevebilmenin ilk adımı olduğunu hatırlatan yumuşak bir kapanışla son bulur.

Aşk ve Diğer Şeyler, romantik edebiyat kalıplarına sadık kalsa da duygusal derinliğiyle öne çıkan bir roman. Eve Bourton’un kalemi sade ama sezgisel; karakterlerin iç dünyasını incelikle açıyor, özellikle kadınların içsel çatışmalarını hissettirmekte oldukça başarılı.

Corinne karakteri benim için romanın en güçlü yanıydı. Onun aşkı yeniden sorgulaması, güven duygusunu adım adım yeniden inşa etmesi — bunlar sadece bir ilişki anlatısı değil, bir insanın kendine dönüş yolculuğu. Hikâyede iş hayatı, aile bağları, yas ve özgüven gibi temaların yan yana durması da romana tek boyutlu bir aşk hikâyesi olmanın ötesinde bir derinlik kazandırıyor.

Yolande’in hikâyesi ise biraz daha çalkantılı ve sinematografik; tutkulu ama kırılgan. Onun yıldızlara dokunmak isterken düşüşünü izlemek, “başka hayatlara özenmek” temasını düşündürüyor. Fakat bu ikinci hikâye bazen romanın dengesini biraz dağıtıyor gibi geldi. Yine de iki kardeşin zıt yollarla yürürken aynı sorunun —“sevgi nedir, neye değer?”— etrafında dönmeleri, anlatının omurgasını güçlü tutuyor.

Eğer aşkı romantik klişelerin ötesinde; kırılgan, inişli çıkışlı ve bazen de sessiz bir şey olarak görmekten hoşlanıyorsanız, Aşk ve Diğer Şeyler sizi duygusal olarak yakalayacaktır. Hele ki geçmişin yükünü taşıyan, güçlü ama yorgun kadın karakterlere yakınlık hissediyorsanız...

Bu roman, aşkın yanında sabrı, korkuyu, yalnızlığı ve seçimleri de anlatıyor. Yani sadece “aşk” değil; ve diğer şeyler de var bu hikâyede.


 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder